8 Kasım 2015 Pazar

HAYATIN GERÇEĞİ

Albümdeki resimleri izledim,
Resimdeki dostlarımı özledim,
Kimi yaşar kimi göçmüş dünyadan,
Boşuna ağlamak, ne gelir elden.

Eski günler hayal oldu düş oldu,
Saç ağardı baharlarım kış oldu,
Yaşlı dediklerim bana eş oldu,
İhtiyarlık benle arkadaş oldu.

Yaşlılara dair neler söylerdik,
Altmış yaş üstüne gömülsün derdik,
Güne gün eklendi altmışa vardık,
Söz konusu ölüm daha er dedik.

Yaşamak istermiş yaşlı da genç de,
Sağlıktır her şeyin başında bence,
Azrail hiç bakmaz yaşlıya gence,
Kaçamazsın ondan günün dolunca.

İşte bu dünyanın gerçeği budur,
Hayat dedikleri akan bir sudur,
Ne baraj ne bentler onu durdurur,
Ne kadar yaşarsan sonu ölümdür.

Yılmaz arzu eder geçen günleri,
Geçen günler asla gelmez ki geri,
Günü gün etmeye bak bundan gayri,
Ağlamanın yoktur geçmişe hayrı.

                     9 KASIM 2015 İZMİR
                     Yılmaz KANDEMİRCİ





9 Mayıs 2015 Cumartesi

ANALAR GÜNÜ















Bugün ben var isem sebepsin ana,
Helal sütün emdim ben kana kana,
Analar günüdür geldim ben sana,
Uzat ak ellerin öpeyim ana.

Bugün kıra gidip çiçek derelim,
Sevgi katıp anamıza verelim,
Her zaman hal hatrını soralım,
Güzel anamızı mutlu edelim.

Her gece ninniyle bizi uyutan,
Bin bir zorluklarla bizi büyüten,
Bizlere yedirip kendi aç yatan,
Bizde hakkın çoktur, helal et ana.

Gençlikte bilinmez ana kıymeti,
Görülmez yaptığı onca hizmeti,
Evlenip olunca kendi evladı,
O zaman kıymetin bilinir ana.

Hizmet et anaya kardeşle bacı,
Onları her zaman yapın baş tacı,
Sizlere analar olsun duacı,
O zaman gitmeden olursun hacı.

Zor durumda hemen ana! deniyor,
İlk akla her zaman ana geliyor,
Ağlarsa gerçekten ana ağlıyor,
Derler ki ”başkası yalan ağlıyor”,

Ana demek ekmek  demek , aş demek,
Usanmadan verir binlerce emek,
Yılda bir gün analar günü ne demek,
Kalplerde her zaman günündür ana.

17 Temmuz’da kaybettik Onlar’ı,
Yılmaz hepimizin ölümdür sonu,
Bütün anaların cennettir yeri,
Her an dualarla anın onları.

                MAYIS 2015 analar günü İZMİR
                      Yılmaz KANDEMİRCİ

19 Şubat 2015 Perşembe

KÖYÜMDEKİ ESKİ AYLAR


Bazı ayları ayrı adla tanırdık,
Okuyana kadar öyle sanırdık,
Okuyup gerçek adları öğrenince,
Büyüklerin buluşuna hayran kalmıştık.

1-Adı Ocak ama derdik zemheri,
Çoktu soğukları, karı, rüzgârı,
Giyerdik yün çorap, eldivenleri,
Açardık kürekle bütün yolları.


2-Adı Şubat ama bizde gücüktü,
Zemheriye göre biraz küçüktü,
Tatil olur sevinenler çocuktu.
Cemre düşer hava biraz sıcaktı.

3-Mart ayının adı bizde de aynı,
Köylüm zorda, biter otu samanı,
İneklerin gelirdi doğma zamanı,
Elde sepet borç isterdik samanı.

4-Nisan adı ama biz abrul derdik,
Komşuyla modyam olup çifte çıkardık,
Çarık giyer, öküz koşar çift ekerdik,
Çocukları toplar çeğil yapardık.

5-Mayısa biz bahar ayı da derdik,          
Tarlaya, çayıra, kıra giderdik,
At kulağı, yemlik, gımı toplayıp,
Gımı turşu olur, yemliği yerdik.


6-Haziranın adı yine aynıydı,
Arabalar şafak vakti yoldaydı,
Tüm köylüler çıkmış yaylalardaydı,
Çeçil peynir, yoğurt, kaymak bolcaydı.

7-Temmuza ot biçimi ayı da derdik,
Ya ırgat olur, ya da ırgat tutardık,
Ot biçerek yüksek taya kurardık,
Sabah yağlı, öğlen katık yiyerdik.

8-Ağustosa harman ayı da derdik,
Tahıl biçer sapı gemle döverdik,
Yel estikçe gece tığ savurarak,
Yorulup kıtlama çayı içerdik.

9-Eylüle değirmen ayı da derdik,
Çuvallar dolusu un öğütürdük,
Yarma dövüp, erişte keserek,
Uzun kışa hazırlıklar yapardık.

10-Ekim ayını aynı adla anardık
Bayram için Kars’a yaya giderdik,
Tavuk, yumurta, yoğurt satarak,
Cumhuriyet Bayramını izlerdik.

11-Kasım, kışın başlangıcı sayardık,
Sobaları kurup tezek yakardık,
Yaylada basılan motalı açar,
Sobada ısınan ekmekle yerdik.


12-Aralık ayına karakış derdik,
Damların üstünden karı kürerdik,
At kızaklarıyla Kars’a giderken,
Başa papak, sırta kürkler giyerdik.

Yılmaz o ayları özlemle anar,
Gençlerimiz belki masalmış sanar,
Duyan yaşlıların yüreği yanar,
Her ayın anısı canlanıp söner.

                                   Yılmaz KANDEMİRCİ
                                             10 ŞUBAT 2015 İZMİR