6 Eylül 2012 Perşembe

ATAKÖYÜMÜ ZİYARET






















Yıllar sonra gittim Ata köyüme,
Hava aynı, güneş aynı, su aynı,
Yoktu koyun, kuzu, öküz araba,
Tarla aynı, toprak aynı, taş aynı.

     Baktım köyün içi gayet sakindi,
     Bazı evler yıkık, bazısı şendi,
     Gençler birbirine bu da kim dedi,
     Kendi köyüm bana gurbet gibiydi.

Gördüğüm gençlerle sohbete daldım,
Eski yaşantımdan sorular sordum,
Ne hodağlık yapan ne bilen buldum,
Ne fındık, ne aşık oynayan gördüm.

     Gençler fidan dikmiş meyve yetişmiş,
     Sevindim gençlerin çoğu okumuş,
     Her biri ayrı ayrı meslek edinmiş,
     Kimi köyde, kimi gurbete gitmiş.

Orta bulağımın başına geçtim,
Kana kana soğuk suyundan içtim,
Sanki on on beş yıl daha gençleşip,
Gençlikteki günlerime dönüştüm.

     Herkes kendi hanesine su almış,
     Bulağ başlarında sohbet kalmamış,
     Suyolunda artık sevmek yok olmuş,
     Gizli sevdalıklar aşikâr olmuş.

Elektrik gelmiş köy aydınlanmış,
Gaz lambası artık müzelik olmuş,
Ne gem süren gördüm ne harman kalmış,
Harman yerlerinde evler yapılmış.

     Okuduğum okul taşıma olmuş,
     Kooperatif başka yere taşınmış,
     Ne çift eken gördüm ne kotan kalmış,
     Çiftin, kotanın yerini traktör almış.

Ziyareti gördüm duvarı kalmış,
Define uğruna Diktaş yıkılmış,
Kızıl Mağara da tarumar olmuş,
Eski eserlere çok yazık olmuş.

     Eski köylülerin çoğu yok olmuş,
     Kimi göç eylemiş, kimisi ölmüş,
     Mezarlığa gittim mezar çoğalmış,
     Kimi tam yaşında, kimi genç ölmüş.

Ekmek için gurbete de gitmeli,
Gidenler köyünü unutmamalı,
Arada bir köyü ziyaret edip,
Eski dostlar ile sohbetler edip,
Gençlere kendini tanıtmalı.

                                                           7 Aralık 2012 İZMİR
                                                           Yılmaz KANDEMİRCİ